|
|
|
|
|
 |
|
 |
Ali okula yazılıcakmış. Ama çok fırlama bir çocuk olduğundan babası bazı önlemler almaya karar vermiş ve okuldaki öğretmenine ve diğer öğretmenlere durumu anlatmış. Sıra servis şöförüne gelmiş servis şöförüne oğlunun ne kadar fırlama olduğunu anlatmış. Şöför hiç oralı olmamış içinden ufacık çocuk ne kadar fırlama olabilir ki demiş. Okul günü gelmiş ve Ali alınması gereken yerden servise binmiş. Yolculuğun ilk başlarında sakin sakin oturan Ali daha sonra şöförün yanına gelerek "amca benim annem tavuk babam horoz olsaydı ben civciv olurdum değilmi" demiş. Şöför "evet yavrum şimdi geç yerine otur "demiş. Bİraz sonra Ali yine şöförün yanına giderek "amca benim annem inek babam boğa alsaydı ben buzağı olurdum değilmi"demiş. Şöför biraz sinirli "evet şimdi git yerine otur " demiş. Biraz sonra Ali yine şöförün yanına gelerek "amca benim annem" demeye kalmadan şöför Ali'ye "ben sana bir soru soracağım "demiş ve ardından "senin annen orospu baban pezevenk olsaydı sen ne olurdun bakayım" demiş. Ali sırıtarak cevap vermiş "ŞÖFÖR". |
Bir kürt ve Temel Amerikaya zengin olmak için gitmişler. 1 sene sonra aynı yerde tekrar buluşmak üzere ayrılmışlar... Bir sene sonra Temel yine aynı şekilde beş parasız buluşma yerine gelmiş. Daha sonra yanına bir limuzin yanaşmış ve içinden smokin giymiş bizim kürt çıkmış. Kısa bir selamlaşmadan sonra -Temel: Valla ben hiç bir baltaya sap olamadım der. Ama görüyorum ki sen oldukça iyi durumdasın. _ Kürt: Eh işte durum iyi der. Valla bu amerikalılar salak. Bir fal makinası yaptım. 5 dolara elini makineye koyuyorsun ve fala bakıyor der. Daha sonra yine bir sene sonrası için sözleşirler. Bir sene sonra yine kürt limuzini ile gelir ve beklemeye başlar. 10 dk sonra tepeden dabadabadabna bir helikopter iner ve içinden bizim Temel çıkar. Kürt şaşırır. Ulan nasıl olduda bukadar zengin oldun? - Temel : Valla bu amarikalılar çok salak. Ben senin makineyi biraz geliştirdim der. 5$'a elini veriyorsun fala bakıyor. 10$ vermezsen elini geri alamıyorsun. |
Sınıfta öğretmen sormuş: Dalda üç kuş var, birini vurdum kaç tane kalır? Çocuk cevaplamış: Hiç kalmaz örtmenim. "Olur mu oğlum" demiş öğretmen, "2 tane kalır." "Olmaz öğretmenim" demiş çocuk, "siz birini vurunca diğerleri aptal değil ya sesten ürküp kaçarlar..." Öğretmen şaşırmış ve " Aferin oğlum, cevabın yanlış ama düşünce tarzını beğendim." demiş. Sonra çocuk, "Öğretmenim, ben de size bir şey sormak istiyorum: Karşıdan üç tane bayan geliyor, üçü de dondurma yiyor, ama biri yalayarak, biri ısırarak, diğeri de emerek yiyor dondurmayı. Sizce bunlardan hangisi evlidir? " Öğretmen kızmış ama, cevap veremedi dedirtmemek için belli etmemiş, "Emerek yiyen evlidir" demiş. Çocuk, "Olur mu öğretmenim ne alakası var, parmağında yüzük olan evlidir" demiş, "Ama düşünce tarzınızı beğendim." |
Adamın biri bir gün İngiltere'ye gezmeğe gitmek istemiş. Tabi ingilizce bilmediğinden arkadaşına sormuş: -Yav ben İngiltere'ye gidince onlarla nasıl anlaşacağım? demiş. Arkadaşıda: -Bak konuştuğun her cümlenin sonuna 'ing' koy , onlar senin ne demek istediğini anlarlar demiş. Ve adam ingiltere'ye gitmiş ve solugu bir cafede almış. Arkadaşının taktiğini uygulamaya başlamış ve garsonu çağırmış: -Sen bana bir çay getirebiling? demiş ve garson şaşkın şaşkın çay getirmeye gitmiş. Garson çayı hemen getirmiş. Adam demişki: -Bak , ben ne güzel ingilizce konuşuyoring değiling? demiş. Garson lafı yapıştırmış: -Ben Türk olmaying , bok içerdin çaying! |
Doktor hastasını telefonla arar ve hastasına bir kötü birde çok kötü haberi olduğunu söyler. Daha sonrada ilk önce hangisini söylememi istersiniz diye sorar. Hasta ilk önce kötü haberi duymak istediğini söyler. Doktor hastaya "Tahlillerinizi aldım ve ne yazık ki 24 saat ömrünüz kaldı." der. Hasta yıkılmıştır. Doktora sorar "Daha kötü haber ne olabilirki ?"
Doktor "Dünden beri sizi arıyorum ama telefonunuzu daha yeni düşürebildim." |
Askerde kamuflaj yarışması var... Herkes cuvallara giriyor,, komutan gelip tekme atıyor onlarda hayvan sesleri çıkarıyorlar komutan onaylıyor... Birinci çuvala vuruyor.. Hav hav hav. Komutan aferin diyor köpek çuvalı.... İkinci çuvala vuruyor, miyav miyav.. Komutan gene beğeniyor.. Böyle on onbeş çuval geziyor. Hepsi çok iyi taklit yapıyorlar... Enson çuvala vuruyor ses yok... Daha sert vuruyor gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok... Askerlere emir veriyor iyicene tekmeleyin... Çuvaldan kan sızmaya başlıyor.. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: "Patateeeeeees" |
Adamın biri bir gün meyhaneden çıkmış tabii kafasıda iyi. Yolda bir ayağı kaldırımda bir ayağıda yolda yürüyormuş. Adamın biri bunu görüp yanına yaklaşmış. Ve de merakını gizleyemeden sormuş. -Ya hemşerim , niye bir ayağın asfaltta bir ayağın kaldırımda yürüyorsun? Bir yerde yürüsene? demiş. Adamda ona: -Allah razı olsun hemşerim sana. Bende acaba ne zaman topal oldum diye düşünüyordum. |
Bir adam diğerine sordu:
Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?
-Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.
-Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi.
|
İki general bir cafede oturup konuşuyorlarmış. İçkinin de etkisiyle generalin biri "benim bir erim var çok salak demiş. Diğeriyse "hayır, benim bir erim var o daha da salaktır." demiş. Tartışma çok büyümeden kimin askerinin daha salak olduğunu anlamak için yarışma gibi bir şey yapmaya karar vermişler. İlk general askerini yanına çağırıp "oğlum, git bana şu 5000 lirayla bir Mercedes al gel" demiş. İkinci general de askerini çağırıp "git bak ben ordu evinde miyim?" demiş. İki asker yolda karşılaşmışlar. İlki "ya benim general çok salak. Bu günün pazar olduğunu bildiği halde beni araba aldırmaya gönderdi." demiş. İkincisiyse "benim general daha salak. Yanında telefon dururken, beni ordu evine gönderdi." demiş. |
Külkedisi meşhur baloya gitmek için tam hazırlanmaya başlayacakken regl olduğunu farkeder. Tüm aramalarına rağmen üvey kardeşleri orkid ve tamponları sakladığından çaresizlik içinde ağlamaya başlar. O sırada iyilik perisi elinde bir tamponla belirir ve saat tam geceyarısı evde olması gerektiğini sıkı sıkı tembihler. Külkedisi büyük bir neşe içinde baloya gider ve gecenin en güzel kızı olarak bütün bir gece yakışıklı prensiyle dans eder. Vaktin nasıl geçtiğini anlamayan külkedisi birde bakar ki geceyarısına on saniye kalmış. Panik içinde toparlanıp kaçmaya çalışırken büyük bir patlama olur . Tampon balkabağına dönüşmüştür.... |
Biri içinde 1 milyar bulunan cüzdanını kaybetmiş. Kaybettiği yerdekilere cüzdanını getirene 100 milyon vereceğini söylemiş. Kalabalıktan bir ses daha duyulmuş.
-O cüzdanı bulup bana getirene 250 milyom vereceğim...!
|
Amerikada yaşayan ünlü bir mafya babasının karısı doğum yapacakmış. Hastaneye kaldırmışlar. Tabii ilgi obiçim. Doktorlar, hemşireler etrafında pervane. Neyse doğumhaneye almışlar. Kadın ikiz doğuracakmış. İlk çocuk gelmeye başlamış, çocuk kafasını çıkarınca etraftaki kalabalığı görür görmez hemen bağırmış.
-HEY JOE, Ön kapıyı tutmuşlar, arka kapıdan kaçalım. |
Yağmurlu, soğuk bir günde Amerika'da dünya polis teşkilatlarının yarışması vardır. Yarışmada Amerikan polisleri, Alman polisleri, Rus polisleri, İtalyan polisleri ve Türk polisleri yarışmaktadır. Yarışmanın amacı ormanda bir fili hangi ülkanin polis teşklatı daha az sürede yakalayacakdır. Yarışma başlar ve Alman polisleri ormana girerler aradan 30 dakika geçer ve Alman polisleri gelir. Sıra Rus polislerine gelir ve aynı şekilde ormana girerler aradan 15 dakika geçer ve Rus polisleri gelir. Amerikan polislerine sıra gelince üstün elektronik aletleriyle fili 10 dakikada ormandan çıkarırlar. Sıra gelir Türk polisine ormana girerler ve aradan 3 dakika geçer ve beraberinde'de bir ayı getirirler, bütün polis teşkilatları şaşkınlık içerisinde türklere sorarlar biz sana fil dedik siz bize ayı getirmişsiniz diyince Türkler daha cevap vermeden ayı atılır söze abi anam avradım olsun ki ben filim der. |
Bir gün Fatih Terim Fransa milli takımı antrönörü Aime jacquet ile karşılaşmış. - Hocam sen bu takımı nasıl seçtin de şampiyon oldunuz? demiş. -Çok kolay zekalarına göre seçiyorum. Bak mesela sana bir örnek vereyim demiş ve Zidane'ı çağırmış. - Zidan'a oğlum söyle bakayım senin annenin ve babanın çocuğu olan ama senin kardeşin olmayan kimdir? Zidane biraz düşünmüş, tabiiki ben oluyorum demiş. Fatih Terim bundan çok etkilenmiş. Türkiye'ye döner dönmez Hakan Şükür'ü çağırmış. - Hakan sana bir soru soracağım eğer bilirsen bu hafta seni takıma alırım, bil bakalım annenin ve babanın çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir? Hakan biraz düşünmüş işin içinden çıkamamış, biraz zaman istemiş ve hemen koşmuş Arif'i bulmuş. - Arif annenin ve babanın çocuğu olan ama kardeşin olmayan kimdir? Arif cevap vermiş: Benim tabiiki, Hakan sevinçle Fatih Terim'in yanına dönmüş: - Sorunun cevabını buldum hocam: Arif'imiş Fatih Terim köpürmüş
- Vay salak herif Arif olur mu hiç, doğru cevap Zidane idi. |
Baba kutup ayısı ile oğlu dolaşıyorlarmış.
Yavru ayı: -Baba, benim dedem kutup ayısı mıydı? diye sormuş.
Babası da: -Tabii ki oğlum diye cevaplamış. Biraz daha yürüdükten sonra
Yavru ayı: -Peki, dedemin babası kutup ayısı mıydı?
Baba biraz meraklanarak: -Tabii ki yavrum, dedenin babası da kutup ayısıydı, niye merak ettin ki?
Yavru ayı: -Hiiç... diye cevap vermiş. Biraz daha yürüdükten sonra
Yavru ayı yine: -Peki, dedemin annesi?
Baba, biraz da sinirlenerek: -Evet yavrum, o da kutup ayısıydı sertçe karşılık vermiş. Aradan fazla geçmeden
Yavru ayı yine: -Peki baba, dedemin babasının babası, annesi, amcası filan hepsi kutup ayısı mıydı? diye sormuş.
Babası bu sefer kızarak: -Evet, hepsi kutup ayısıydı. Benim babam, annem, annenin babası, annesi, onaların babaları, annaleri, senin bütün sülalen kutup ayısı tamam mı? diye bağırmış. Ardından da niye soruyosun bunları diye azarlamış oğlunu.
Oğlu da: -Nerden bileyim. Üşüyorum, ?mına koyim. demiş.
|
Adamın biri bayan bevliye mütehasısına muayene için gider.Bayan doktor hastaya derdini sorar. Hasta adam "VALLA DOKTOR HANIM YAPAMIYORUM"der. Doktor hanım hastayı muayene eder, tahliller yapar sonunda reçetesini yazar ve hastayı bir ay sonra tekrar gelmek üzere gönderir. Bir ay sonra hasta adam tekrar kontrole gelince doktor hanım sorar "NE OLDU TEDAVİM İŞE YARADIMI?". Hasta "MAALESEF DOKTOR"der. Doktor "ALLAH ALLAH" der. Tekrar aynı muayene ve tahlilleri yapar hastaya reçeteyi düzenleyip bir ay sonra gelmek üzere gönderir. Bir ay sonra hasta tekrar gelir, sonuç aynı. Doktor aynı işlemleri tekrarlar fakat sonuç değişmez. Doktor en son kontrole gelişinde artık yaptığı tedaviden sonuç alamamanın kızgınlığıyla hastaya "GEÇ ODAYA SOYUN"der. Hasta soyunur, doktorda soyunur, bir güzel işi bitirirler. Doktor sinirlenir ve "HANİ ULAN YAPAMIYORDUN" der. Hasta sırıtarak "BULUNCA YAPIYORUM DOKTOR" der. |
Adam bürosuna gelir gelmez sekreterine kendisini arayan olup olmadığını sormuş. Sekreter bir beyin geldiğini ancak adını söylemediğini belirtmiş. Adam "O sersem kardeşim olmalı" diye söylenince sekreter, "Olabilir efendim. Çünkü size çok benziyordu" demiş. |
Temel araba sürerken kirmizi isikta geçmis.Tabi bunu gören polis temeli durdurmus.
- Polis : Ehliyet ve ruhsat beyfendi
- Temel : Verdunuzdami isteysunuz.
|
Benzin istasyonunun önünde bir afiş: "Depoyu dolduran Lotaryada tutturursa bedava seks kazanıyor." İki kafadar benzinciye "Doldur depoyu" der, sonra bedava seks için lotaryaya talip olur... Benzinci sorar: Kafamdan bir sayı tuttum, bilirseniz bedava seks. "Üç" derler... Benzinci, "Bilemediniz, ben beş tutmuştum." Bir hafta sonra iki kafadar yine gelir, depo yine doldurulur, yine lotarya... Bizimkiler "Yedi" der. Benzinci "Olmadı, ben altı tutmuştum". Üç gün sora yine depoyu doldururlar, yine lotarya... "Iki" derler, benzinci "Bir" der. Kafadarlardan biri arkadaşına açılır... "Yahu bu bizi kandırıyor galiba, hep başka rakam söylüyor... Hile yapmasın!" Diğeri cevap verir: "Yok canım kızkardeşim arka arkaya iki kere kazandı." |
Kadın sevgilisiyle birlikteyken kocasının eve girdiğini duyar.
- Çabuk! Köşeye geç ve bir heykel gibi davran. Adamın her yerine bebek yağı sürer, üzerine de bebe pudrası serper.
- Sakın kımıldama ve heykelmissin gibi davran!
- Bu nedir? hayatım, diye sorar kocası kapıdan girer girmez.
- O mu? Sadece bir heykel. Smithler yatak odaları için bir tane almışlardı. O kadar sevdim ki bir tane de ben ısmarladım. Kimse o andan itibaren heykel hakkında konuşmaz hatta yatağa girene kadar. Gece saat iki gibi koca kalkar ve mutfağa gider, bir kaç dakika sonra da elinde bir sandviç ve bir bira ile geri döner.
- Al bakalım, der, bir şeyler ye. Ben 3 gün boyunca Smith'lerde idiyot gibi dikilirken kimse bana bir bardak su bile vermemişti. |
İtalya'da Vatikan yakınlarında bir eve gece hırsız girmiş. Hırsız evin içinde karanlıkta ilerlerken arkasından bir ses gelmiş: -Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız panik içinde bir köşeye sinip ve farkedilmemeyi ümit ederken ses tekrar yükselmiş - Seni ben görüyorum. İsa da görüyor! Hırsız sesin kendine seslendiğine emin olunca el fenerini açıp, sesin sahibini aramaya başlamış ve bakmış bir Papağan! Şaşkınlıkla söylemiş - Konusan sen miydin? Papağan tekrar konuşmuş -Evet.. Bunun üzerine Hırsız -Ama sen Papağansın! Papağan cevap vermiş.
-Evet ben Papağanım...İsa da Doberman.. |
Bir adam uçağıyla Afrika'nın üzerinde gezerken birden uçağı arızalanır ve ormanlık bir alana düşer. Adam ne yapayım ne yapayım diye düşünürken birden bir Afrika kabilesinin ona doğru yaklaştığını görür. Adam içinden "İste şimdi boku yedik" der. O anda düşüncesinde Nur yüzlü dedenin sesini duyar.
- Hayır evladım boku yemedin.
- Peki ne yapmam gerek ?
- Şuradaki mızrağı görüyormusun? - Evet.
- Al onu öndeki renkli giysili adamın tam kalbine batır.
Adam mızrağı alır ve adamın tam kalbine batırır.
-Evladım işte şimdi boku yedin. |
Bıçkın ve aynı zamanda hovarda bir adam ölür ve cehenneme gider. Cehennemde birkaç gün kaldıktan sonra cennet görevlisi melek gelir ve seni cennete götüreceğim der. Bizim bıçkın halinden memnun görevli melekle cennetin yoluna koyulurlar. Cennetin kapısına yaklaştıklarında içeriden feryat figan sesler duyar ve meleğe döner, - Sen beni cennete götürecektin der. Melek burası cennet deyince, içerideki sesler nedir demiş, melek : - ha o sesler içerideki iyi insanlara kanat takılacak onun için sırtlarına delik açılıyor demiş. Bizimki ürkmüş cennetin yolunda biraz daha ilerlemişler bu sefer geçenki seslerden daha acı ve yoğun sesler gelmeye başlamış. Bıçkın yine sormuş; Şimdi neler oluyor, neden sesler daha acı? Melek: - İyi insanların başlarına halka takılacak onun için başlarını deliyorlar. Bizimki iyice korkmuş ve ben cehenneme gitmek istiyorum deyince melek iyi ama orada da sana kuyruk takacaklar demiş. Bıçkın olsun olsun nasıl olsa onun deliği hazır demiş. |
Üç mahkum cezaevi yolundadır. Herbirine, hapiste geçirecekleri günler için bir eşya getirilmesine izin verilmiştir. Otobüste, biri diğerine döner ve sorar, "ee, sen ne getirdin ?", diğer mahkum bir kutu boya çıkarır ve bunlarla herşeyi boyayabileceğini söyler ve diyer mahkuma sorar, "sen ne getirdin ?". Oda, yanındaki kutuyu açar ve içinden iskambil kağıtlarını çıkarır. "Bunlarla poker oynayabilir, fal bakabilir veya herhangi bir kart oyunu oynayabilirim" der. Üçüncü mahkum köşede sessizce sırıtarak oturmaktadır. Diğer iki mahkum farkeder ve sorarlar, "Sen niye kendinden eminsin o kadar, sen ne getirdin ?" Üçüncü mahkum bir kutu çıkarır ve gülerek "bu tamponları getirdim," der. Diğer iki mahkumunda kafası karışmıştır, merakla sorarlar, "Bunlarla ne yapabilirsin ki?" Üçüncü yine sırıtır ve kutuyu göstererek "Kutuda yazdığına göre, bunlarla at sürebilir, yüzmeye gidebilir hatta paten kayabilirmişim" |
Becky ve Sam 50'nci evlilik yıldönümlerini kutluyorlardı. Sam birden soruverdi: "Sevgilim, bu elli yıl içinde beni hiç aldattın mı?.." "O da nereden çıktı?" diye sinirlendi Becky.. "Cevabı da öğrenmek istemezsin herhalde ?.." "İsterim" dedi Sam.. "Lütfen anlat, ne olur?.." "Madem öyle" dedi Becky, "Üç kez aldattım seni.." "Üç kez öyle mi?.. Kimlerdi onlar?.." "İlki" diye anlatmaya başladı Becky, "Hani sen 30 yaşındaydın ve kendi diş kliniğini kurmak istiyordun ama hiçbir banka sana kredi açmıyordu. Sonra bir banka yöneticisi eve geldi, hiçbir şey sormadan tüm kağıtları imzaladı ve sen en modern araçları getirebildin." "Ooo Becky.. Benim için kendini feda ettin ha.. Benim sevgili karım!.. Peki ikincisi.." "Hani 50 yaşında felaket bir kalp krizi geçirmiştin.. Çok kritik bir bye-pass ameliyatı geçirmen gerekiyordu da, hiçbir doktor sana el süremiyordu.. Her an ölebilirdin. O sırada Dr. Bakey onca yoldan kalktı geldi. Ameliyatını yaptı, seni hayata döndürdü.." "Ah benim sevgili karım.. Hayatımı kurtarmak için kendini bir kez daha feda ettin öyle mi?.. Hiç kimsenin böyle harika bir eşi olamaz. Böyle bir şey yapman beni ne kadar sevdiğini gösterir. Üçüncü peki?.." "Hatırlıyor musun, yıllar önce Diş Hekimleri Odası Başkanı olmayı fena halde istiyordun ve 47 oyun eksikti?.."
|
Günün birinde Bill Clinton, Fidel Castro ve Bill Gates kendilerini tanrının yanında bulmuşlar. Tanrı bunlara dönmüş " Sizi buraya çağırdım çünkü 2000 yılında kıyametin kopacağını cemaatlerinize haber vermenizi istiyorum" demiş. Daha ne olduğunu anlayamadan bi de bakmışlar ki evlerindeler... Clinton, hemen ülkenin bütün televizyonlarına haber vermiş ve canlı yayına çıkmış. " Sayın vatandaşlarım, size bir iyi bir de kötü haberim var. İyi olanı, In god we trust harbi harbi var. Yani bunca zaman boşuna inanmadınız. Kötü olan ise 2000 yılında kıyamet kopacak..." Kastro'da boş durmamış hemen insanlarının karşısına geçmiş. " Yoldaşlar üzgünüm ama size iki kötü haberim var. Birincisi, bunca zaman kendimizi kandırmısız, tanrı gerçekten de varmış! İkincisi ise daha kötü, daha tanrıya inanamadan hepimiz öleceğiz, çünkü 2000 yılında kıyamet kopuyor." Bu arada Gates'de bütün kurmaylarını toplamış havadis veriyor. "Baylar size iki iyi haberim var. Birincisi, tanrı beni dünyanın en önemli üç kişisinden biri olarak görüyor. İkincisi ise artık "year2000" problemini çözmemize gerek kalmadı..." |
Adamın biri bir gün yolda giderken bir dilenciye rastlar. Dilenciye bir para verir ve al bununla bir sigara alırsın der. Dilenci "beyim ben hiç sigara içmem" der. Bunun üzerine adam o zaman bir bira içersin der. Dilenci "ben ağzıma içki koymam" der. Sen de o zaman bir altılı oynarsın. Dilenci "beyim ben hiç kumarda oynamam" deyince adam o zaman al bu parayı ve bizim eve gel der. Dilenci neden olduğunu sorar. Adam "Karım seni bir görsün içki ve sigara içmeyen, kumar oynamayan bir adamın hali ne oluyor." |
Temel deliler hastanesine düsmüs.Odada 15- 20 tane deli varmis.Odada bir delik varmii deliler siraya girip delige bakiyorlarmis.Temel de merak etmis girmis siraya...Sira Temele Gelince ;
- Temel : Burda bisi yok puraya neden bakarsunuz demis.
- Delinin Biri : Biz 20 senedir bakiyoz bisi göremedik de sen bir bakistami görecen demis.
|
Temelle Dursun bir agacin dibinde yatiyorlarmiss. Dursun Bir ara Kalkip Temele demiski ;
- Dursun : Ula Temel Manzaraya bak demis.
- Temel : Dursun agaçyan bisi coremeyrum demis. |
Bir kadin Kirmizi isiktan geçmis.Polis Durdurmus;
- Polis: Nereye gidiyon teyze baksana isiga
- Teyze: Saaanee Eltime cideyrumm.
|
Temel bir adam öldürmüs ve Temeli hapishane ye koymuslar. Mahkeme zamani gelince ;
- Hakim : Temel idam cezasina çaptirildin demis ölümlerden ölüm beyen...
- Temel : Hakim bey bana aids virüsü verin de biraz daha yasarim demisler.
Temele vermisler aids virüsünü salmislar. Ertesi gün ;
- Temel : Ula ben ne kadar akilliyim he bana aids vürüsünü verirken prezarvatif takmistim demis. |
Temel Askere gidiyor . Askerden döndügünde yolda Dursunu görüyorr.
- Temel : Dursun Babam neriyedu?
- Dursun: Temel Baban Öldüü.
- Temel : vah vahhh. Mezari neerde?
- Dursun: Tabutla götürürlerken suya düstü kayboldu
- Temel:Annem nerde peki Dursun?
- Dursun: Annende babamin ölümünden sonra hep agliya agliya öldü
- Temel: ula Dursun desene söndü ocagim
- Dursun: Yok ben giderken hala eviniz yaniyordu. |
Temel mantik bilmine merak salmis.Ertesi gün Temel kütüphane ye gitmis.ve bir kitap almis mantik ilmi ile ilgili...
kasada;
- Temel : Sayin kasiyer beyfendi ben böle böle mantik bilmine merak saldim bana bu konuda ön bilgi verirmisiniz demiş.
- Kasiyer : Tabi beyfendi Mesela evinizde akvaryum varmı?
- Temel : var
- Kasiyer :akvaryumu görünce akliniza ne gelir demis su suya bakinca akliniza ne gelir deniz denize bakinca akliniza ne gelir plaj e plaj a bakinca akliniza ne gelir civil civil kizlar civil civil kizlara bakinca akliniza ne gelir demis ehuheheu.Bunun gibi birbirine bagli zincir demis.
Temel kitabi yarilamis ve yolda yürürken Dursun u görmüs;
- Temel : Ula Dursun ben mantik bilmine merak saldim ula
- Dursun: O bokyiyen o nedu
- Temel : Dursun bak evine akvaryum var mi?
- Dursun: Yok
- Temel : O bokyiyen sen yoksa IBNE musun |
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
|
|
|
|